30 Ekim 2013 Çarşamba

Bu ürün uyku problemi olanlar için...

Eğer uyku problemi yaşıyor, uykuya dalarken zorluk çekiyorsanız tam size göre bir üründen bahsedeceğim. İyi bir uyku için başucunuzdan ayırmayın diye adı Durance Başucu Parfümü :) İçeriğinde rahatlatıcı bitki özleri bulunan ürünün kokusu uyumaya yardımcı oluyor. Yatmadan önce yastık ve nevresiminize bu parfümden sıkıyorsunuz ve sonra kendinizi keyifli bir uykunun kollarına bırakıyorsunuz. Güney Fransa'nın Provence bölgesinde yetişen doğal içerikler ile üretilen Durance başucu parfümünün Tutkulu Gece, Sakin Gece, Lavanta ve Ihlamur Çiçeği gibi alternatifleri var. Fiyatı 32,90 ile 39 tl arasında değişen parfümleri eczanelerin yanı sıra ev dekorasyon ve hediyelik eşya satan mağazalarda bulmak mümkün.

Ben daha önce buna benzer vaadi olan Body Shop'un papatya özlü bir spreyini kullanmış ve kolay uykuya dalmamı sağladığını fark etmiştim. Şimdi bu yeni ürünü keşfettim, üstelik farklı koku alternatifleri de var. En azından bir kez denemeye değer diye düşünüyorum.



28 Ekim 2013 Pazartesi

Militer görünümü sevenlere özel


Son yıllarda oldukça popüler olan militer görünüm, 2013-2014 Sonbahar-Kış koleksiyonlarında oldukça baskın bir şekilde yer alıyor. Askeri dünyaya ait koyu yeşil, haki, kahverengi, çöl sarısı tonlarını günlük yaşama dahil eden militer tarzda modernize edilmiş kamuflaj desenler, apoletli ve bol düğmeli palto, kazak ve gömlekler, postallar ön plana çıkıyor. Pek çok markanın koleksiyonunda bu temaya dair çeşitli parçalar bulmak mümkün ama benim burada size verdiğim örnekler Lee®’nin koleksiyonundan...

Özgür ruhların ve bir nebzede asiliğin simgesi olan bu temayı seviyor, hem günlük yaşantınızda hem de özel günlerinizde askeri tarzda giyinmekten hoşlanıyorsanız Lee®’nin sezon koleksiyonunda yer alan, yeşil tonlarındaki chino pantolonlar, toprak tonlarındaki kazaklar, son dönemlerin vazgeçilmezi olan Bomber montlar ve apoletli gömlekler tam size göre, mutlaka bakın derim.

Eğer mağaza gezmeye üşeniyorum ama militer temaya dair bir kaç parçayı da gardrobuma eklemek istiyorum diyorsanız morhipo.com'a bakabilir, bilgisayar başından rahatça alışveriş yapabilirsiniz. Hatta bir güzellik yapayım:) Kadınlar buradan, erkekler de buradan göz atabilirler...


26 Ekim 2013 Cumartesi

Contemporary İstanbul'u kaçırmayın!

ALAN Istanbul-Murat Pulat-Do C Note-
Oil on canvas-220x160 cm-2013
Türkiye'nin en kapsamlı uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, 7 Kasım 2013'te İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde 8. kez sanat tutkunlarını ağırlamaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıllarda bu fuarı gezen biri olarak sizlere tavsiyem bu fuara mutlaka gitmeniz. Bu tür konulara ilgi duymasanız bile fuarı gezdiğinizde ilginizi çekecek bir şeyler bulacağınıza eminim. Standları gezip, sanatçıların yaratıcılıklarını gördükçe gerçekten ufkunuz açılıyor. Özellikle reklam, tasarım, mimari gibi özgün fikirler geliştirilmesi gereken alanlarda çalışanlar için görülmesi şart. İnsan her adımda yeni bir şey öğrenip, duygudan duyguya geçiş yapıyor, sürekli farklı bir şeyler öğreniyor, çağrışımlar dünyasında kayboluyor.
Galerie Edition Purrmann-Andreas Lutherer-Marcel-
Mixed Media behind Glass-60x60cm-2013

Fuarda sergilenecek eserlerden bir kaçının görselini burada paylaşıyorum. Sadece bunlar bile fuarın görülmeye değer olduğunu anlatmak için yeterli bence...
Gallery Linart-Pinar Du Pre-All of me-
Medya fuzyon-Media fusion-180x120 cm-2013

Biraz da fuarla ilgili bilgi verelim :) 8. Contemporary İstanbul bu yıl 650 sanatçı, 3000 eser ve 21 ülkeden 92 çağdaş sanat galerisini ağırlayacak. Sergilenen eserlerin %50'si Balkanlar, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz bölgesinden, diğer %50'si ise Avrupa ve Amerika kıtasından seçkilerden oluşuyor. 


Villa del Arte Galleries-Jean Francois Rauzier-Yali Vedute-
Hyperphoto Lambda print-180x300cm-2013
Bu yıl fuarda önemli bir yenilik de var; Plug-in İstanbul Yeni Medya Fuarı. Video, yeni medya ve genel anlamda dijital sanatın bütün tarzlarına adanmış Plug-in İstanbul; ses ve ışık enstalasyonlarını, etkileşimli ve jeneratif sanat işlerini, iç mekan mapping projelerini ve robotik tasarımları 1000 m2'lik bir alanda biraraya getirecek. Dijital dünyanın gerçek dünyanın önüne geçmeye başladığı günümüzde bu alandaki yaratıcı işleri görmek heyecan verici olacak diye düşünüyorum.

Ben Contemporary İstanbul'u merakla bekliyorum. Yeni şeyler görüp sanatın büyüleyici dünyasına dalarak günlük işlerden bir nebze de olsa uzaklaşmak isteyenlere de bu fuara gitmelerini şiddetle tavsiye ediyorum.

25 Ekim 2013 Cuma

Bakımlı ve Doğal Görünümlü Dudaklar İçin: Clinique Chubby Stick Ruj

Son zamanlarda kozmetik reyonlarında çok sık gözüme takılan bir ürün olan Clinique Chubby Stick aldım. Kalın bir kalem şeklindeki bu ruj nemlendirici bir krem gibi dudaklara çok güzel bir his veriyor, renkleri de varla yok arasında, dudakta hoş ve doğal bir görünüm oluşturuyor. Eğer doğal makyajı seviyor ve dikkat çekici renkler yerine şeffaf renkleri tercih ediyorsanız oldukça fazla renk alternatifi sunan bu rujlardan edinmenizi tavsiye ederim. Satış fiyatı 59 TL.

24 Ekim 2013 Perşembe

30 Ekim'de Galata Kulesi Pembe'ye Boyanıyor!


Ekim ayı aynı zamanda Meme Kanseri Bilinçlendirme ayı biliyorsunuz ve bu kapsamda ay boyunca bir çok marka farklı farklı etkinliklerle kadınları bilinçlendirmeye çalışıyor. Bu kapsamda Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) ve General Electric de meme kanseri ve erken teşhisin önemine dikkat çekmek için 29-30 Ekim ve 1 Kasım tarihlerinde Galata Kulesi'ni pembeye boyuyor. Galata Kulesi'nin tarihi yapısına uygun şekilde hazırlanan üç boyutlu animasyon videonun kule üzerine yansıtılacağı 30 Ekim gecesinde ise Galata'da bulunanları enfes bir görsel şov bekliyor. 

Ailemde meme kanseri geçiren bir kaç kadın olduğu için bu sürece yakından tanıklık etmiş biri olarak kadınları meme kanseri ile mücadele konusunda bilinçlendirmeye çalışan her tür projeyi çok önemsiyorum. Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor. Lütfen her şeyden önce kendi sağlığınız ve mutluluğunuz için düzenli olarak meme muayenesi yaptırmayı ihmal etmeyin. Geçen zaman geri gelmiyor ne yazık ki...

Levi's ile dövmeli ceket modası

 İnternette gezinirken gördüğüm bir haber dikkatimi çekti. Levi's herkesin magazin ünlülerine bir şeyler tasarlattığı günümüzde Selfestate ile işbirliği yaparak farklı bir projeye imza atmış. Dövme sanatçısı Emrah Özhan, kendine özgü desen ve illüstrasyonları ile 20 parçadan oluşan özel bir Levi's denim ceket koleksiyonu oluşturmuş.  

Punk dönemlerin boyanmış ve çengelli iğneler ve çivilerle kişiselleştirilmiş ceketlerini hatırlarsınız. Emrah Özhan’ın dinamik ve muzip dokunuşlar yaparak Selfestate için hazırladığı koleksiyon, hem Levi’s® denim ceket tarihine hem de dövme sanatının bu tarihle kesiştiği noktalara gönderme yapıyor.

Her ceketten sadece bir adet üretilmiş ve bu ayrıcalıklı ceketler Galata'daki Selfestate'de satışa sunulacakmış. Koleksiyon tanıtım partisi bu akşam 17:30-20:30 arasında Selfestate'de. Dövme tutkunları kaçırmasın...

Etstur'dan dönüş oldu

Etstur ile gittiğimiz seyahatin Prag ayağında yaşadıklarımızı detaylıca anlattığım yazım ve etstur'a ilettiğim şikayetlerin ardından arandım ve 3 günlük Prag konaklamasının hiç yaşanmamış gibi sayılarak parasının iade edileceği söylendi. Kontrol ettiğimde iade tutarının hesaba geçtiğini gördüm. Bu yapılması şart olandı çünkü zaten ödediğimiz paranın karşılığını alamadık. Prag'ta zaten alamadığımız bir hizmetin bedeli iade edildiği için memnuniyet belirtemeyeceğim ama sürecin bu kadar hızlı ilerlemesi sevindirici. Türkiye'de müşteri şikayetlerinin bu kadar hızlı sonuca bağlanması pek sık karşılaşılan bir durum değil maalesef. Gönül isterdi ki tüm bunlar yaşanmasın ve bir tatilimizden güzel anılarla dönelim. Bundan sonra her hangi bir tur şirketi ile bir yere gideceğimi sanmıyorum, sizlere de tavsiye etmiyorum. Ama giderseniz ve bizim yaşadığımıza benzer bir olay başınıza gelirse lütfen hakkınızı sonuna kadar arayın.

Etstur'dan da talebim, başkaları bizim yaşadıklarımızı yaşamsın diye, lütfen konuklarınızı Prag-Top Otel'e benzer otellerde konaklatmayın. Hem ticari itibarınız hem de bunca yıl emek harcayıp insanların kafasında yarattığınız imajınız yerle bir oluyor.

21 Ekim 2013 Pazartesi

Etstur ile bir yere gitmek için iki kere düşünün!

Çok uzun zamandır ara vermiştim yazmaya ama bayram tatilinde yaşadıklarım beni yeniden yazmaya sevk etti. Başımıza gelenleri sizlerle paylaşmak ve etstur ile seyahata gidecek olanları önceden uyarmak istiyorum. Evlilik yıldönümümüz 16 Ekim olduğu ve bu tarih bayram tatiline denk geldiği için eşimle kendimize bir hediye vermek istedik, yurt dışına gitmeye karar verdik. Seçtiğimiz destinasyon Budapeşte-Viyana-Prag oldu ve bu turu da Türkiye'nin en büyük ve güvenilir tur acentası olduğu söylenen etstur'dan 7 gece olacak şekilde Ağustos ayında hatırı sayılır bir fiyata satın aldık.

Turu satın alırken uçak saatleri ve oteller belli değildi, gidişe bir kaç gün kala belli olacağı ama uçağın sabah 10:00'a kadar olacağı, otellerin ise 4 yıldızlı olacağı söylendi. Başladık beklemeye ve yola çıkmaya 4 gün kala uçak ve otel bilgileri geldi. Bize 12 Ekim sabahı saat 10:00'a kadar olacağı söylenen uçağın saati 16:00 olmuştu. İlk eksiyi buradan aldılar ve turun bir günü yollarda geçti, otele vardığımızda saat 19:30 olmuştu ki bu saat farkından çünkü bir saat geri gittik. Şehir merkezine uzak, vasat bir oteldi, temizlik konusunda da pek başarılı değildi. Buradaki 2 gecenin ardından Viyana'ya geçtik. Viyana'da kaldığımız otel Airo Tower şehre o kadar uzaktı ki tur otobüsünde Viyana'dan çıktık artık galiba şeklinde sesler yükseldi. Otelin önündeki tramvay istasyonu tramvayın son durağı, oradan anlayın uzaklığını. 8 durak tramvayla, oradan da 4 durak metro ile giderek merkeze varabiliyorsunuz. Otel yine vasat ama ilkine göre nispeten daha temizdi. Buradaki iki gecenin ardından asıl olayların yaşandığı Prag'a geçerek saat 13:30'da konaklayacağımız Top Hotel'e ulaştık.

Otel personelinin kaba muamelesini bir yana bırakacak olursak yarım saatlik bekleyiş ardından oda anahtarımızı almayı başardık. Bizimle aynı katta olan diğer konuklarla birlikte odaya doğru yola koyulduk. Top Otel; A, B ve C olmak üzere farklı özelliklerde 3 farklı bloktan oluşuyormuş, bize verilen oda A Blok'taydı. İlk şok odaların olduğu kata çıktığımızda yaşandı. Koridorlarda kapı önlerine atılmış kirli havlular duruyordu, halının rengi artık siyaha dönmüştü. Odaya girdiğimiz anda gördüklerimiz ise inanılmazdı. Evlilik yıl dönümümüz için gittiğimiz turda tam da yıldönümümüz olan gün; 3 ayrı tek kişilik yatağın bulunduğu (biri çekyattan bozma), pislik içinde, banyosuna girmeye korkacağınız, sararmış yatak üzerine serilmiş yırtık çarşaflı, yamalı yastıklı, delik perdeli bir odada kalmak zorunda bırakıldık. Oda da havlu bile yoktu, havlu istediğimizde verilen havluları yer silmek için kullanırsınız ancak, renkleri griye dönmüştü. Odaya giren herkes isyan ederek dışarı çıktı. Tur rehberine konuyu ilettiğimizde yapabileceği bir şey olmadığını, diğer bloklarda da aynı şartların olduğunu, otel değiştirmenin mümkün olmadığını söyledi. Mecburen odalara döndük. Akşam uyumak ne mümkün. Çünkü bu bölümde kızlı erkekli öğrenci grubu kalıyormuş, ortam evlere şenlik. Kapılara vurup kaçmak mı dersiniz, yüksek sesle müzik çalıp parti vermek mi dersiniz, koridorlarda yarı çıplak gezmek mi dersiniz hepsi vardı. Sonradan bu bölümün öğrenci yurdu olarak kullanıldığını öğrendik. Tam bir rezillikti. Odadan fotoğrafları da paylaşıyorum, anlattıklarımın fazlası var eksiği yok.
 

2. gece yaşananlar ise olayı farklı bir boyuta taşıdı. Bu pis odada tiksinerek ve hiçbir yere değmemeye çalışarak, gürülteye katlanarak geçirdiğimiz gecenin ertesi günü akşam saat 10:00 gibi otele geldiğimizde lobide büyük olay vardı. Yeni bir etstur grubu otele gelmiş ve odaları gördükten sonra isyan ederek, odalara girmeme kararı almış lobide bekliyordu. Çocuk ve yaşlıların olduğu yaklaşık 200 kişilik grup rehberleri ile tartışıp odalara çıkmayacaklarını beyan ediyordu. Bir gün önce bizim yapamadığımızı yaptıkları için çok takdir ettik.İşler o kadar büyüdüki otel çalışanları polis çağırdı. Polisler geldi ve konukların yanında beklemeye başladı. Bir konuk tur rehberine bağırdığı sırada rehber kendi ülke vatandaşına "bağırma yoksa polisle karakola gidersin" dedi ve kadının daha da sinirlenmesi üzerine polise bu kadını tutuklayın dedi. Nasıl olur ki bir rehber sorumlu olduğu misafirini polise tutuklatmayı dener anlayabilmiş değilim. Bu grup içerisinde yer alan bir kişi Dışişleri Bakanlığı'ndan birini tanıyormuş, onu aradı ve devreye Türkiye Büyükelçiliği'nin girdiği, elçilikten bir kişinin otele geleceği iletildi. Biz saat 01:00 gibi odamıza giderken lobide sessiz bekleyiş sürüyordu. Sabah öğrendiğimize göre bu gruptaki kişileri başka bir otele sevk etmişler. Demek ki devreye üst düzey isimler girince gece yarısı otel değişikliği yapılabiliyormuş, oysa bir gün önce bize mümkün olmadığı söylenmişti. Ve biz 2 gecemizi o pis odada, bitlenmeyiz değil mi diye düşünerek geçirdik.

Son gecemize gelince beterin beteri varmış durumu oldu. Akşam saat 19:00 gibi biz merkezde gezerken istersek odamızı değiştirebileceğimiz bilgisi geldi rehberimizden. Biz otele gittiğimizde gece olmuştu ve odayı gece saat 01:00'de değiştirdik. Bize C blok 7. katta bir oda verdiler. Odaya girdiğimizde bir şok daha. Karşımızda 70 m2, manzaralı, 2 büyük yataklı, deri koltuklu, çalışma masalı, kocaman küveti olan kocaman banyolu bir oda. Bize tüm blokların aynı olduğunu söyleyen rehberimize neler yapmak istediğimizi siz düşünün artık! Ve bizim turumuzda yer alan bazı kişiler ilk günden itibaren B ve C blokta kalıyorlarmış zaten! Aynı grupta 200 kişi-4 otobüs olunca herkesten haberiniz olmuyor tabii. A bloka düşen talihsizler bizim otobüsteymiş, bu da bizim rehberimizin beceriksizliğinden olsa gerek. Çünkü otele varan ilk otobüs bizken bizden sonra gelen otobüstekilerin iyi odalara düşüp bizim öğrenci yurduna kalmamız enteresan. Zaten açıkgöz bir tur rehberi vardı adını belirtmeyeyim burada (bizim rehberimiz dışarıdan kiralanmış, Etstur'un sorumlu rehberi bu kişiymiş) kendi misafirlerini iyi odalara vermiş, gerisi umurunda değil. Herkes kendisine söylendiği için ortalarda gözükmedi zaten diğer günler.

Sabah 11:00'de boşaltacağımız odaya gece 01:00'de girdiğimize mi yanalım, aynı parayı ödediğimiz halde biz 10m2 pis bir odada kalmaya mahkum olurken diğerlerinin temiz ve büyük odalarda kalmasına mı yanalım bilemedim. Bu arada diğer iki otelde olduğu gibi bu otel de şehrin bittiği yerdeydi. Önce otelin önünden 115 no'lu otobüse biniyor, 4 durak sonra inip metroya biniyor ve 8 durak daha gidiyorsunuz. Bekleme süreleri ile 40-50 dakika civarı sürüyor. Bu da başka bir sorun.

Bir daha Etstur ile bir yere gitmeye tövbe ettik. Bunca yıldır geziyorum, Amerika'da, Avrupa'da, Türkiye'de bir sürü otelde kaldım, bu kadar kötü bir otel görmedim, pansiyonlar bile bundan iyidir. Bir de 4 yıldızlı yazmışlar bize verdikleri sözleşmelere dalga geçer gibi. Etstur'un; kutlama yapmayı hayal ettiğimiz gecede bizi tek kişilik, sararmış, eski püskü yataklarda yatmak zorunda bırakarak mahvettiği evlilik yıldönümümüzün tazminatı olarak Prag'ta geçirdiğimiz 3 gecenin ücretini geri ödemesini istiyorum. etsgroup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Ersoy, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Murat Ersoy, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Albaş duyun sesimi. Paramızla rezil olduk, bunun bir özrü olmak zorunda!

Sizlere tavsiyem de eğer tura gidecekseniz kalacağınız otelleri ya önceden seçin ya da belli olur olmaz internette araştırıp edindiğiniz bilgilere göre itirazınızı hemen yapın. Ben ve diğer konuklar bu turdan önemli bir ders aldık, bundan sonra turun adına güvenip yola çıkmam!